14 Şubat 2008 Perşembe

Selülit

SELÜLİT İÇİN YAĞ KARIŞIMI
1-Zambak Yağı2-Keten Yağı3-ArdıçYağı4-Portakal Yağı 5-Buğday Yağı6-Nane Yağı7-Susam Yağı8-Yasemin Yağı9-Anason Yağı10-Rezene Yağı11-Lavanta Yağı12-Limon Yağı13-Biberiye Yağı14-Jojoba Yağı
Bu yağlar eşit miktarlarda karıştırılıp, selülitli bölgeye iyi bir masaj yapılarak sürülür. 2 günde 1 yapılmalıdır. 1-2 saat kadar sonra yıkanır(istenilirse yosunlu sabun ile de yıkanılabilir). Hassas ciltlerde daha kısa bekletilebilir( çok hassas cilde sahip olanlar, yarım saat en fazla bekletebilirler

31 Aralık 2007 Pazartesi

Selülitler adım adım peşinde

KİLOLARI ve selülitleriyle gündeme gelen Aysun Kayacı, son günlerde sinir harbi yaşıyor. Verdiği vücut ölçüleri bilgilerine göre en büyük göğüslü ve basenli manken olan Kayacı yaşadıklarını şöyle anlattı:
"O günden bu yana telefonum susmuyor. Sinirlerim alt üst oldu. Çıkan selülit ve kilo haberleri yüzünden güzellik merkezi ve hastaneler telefon açıp 'Gelin tedavinizi ücretsiz yapalım' diyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım. Hepsi resmen rant peşinde..."

28 Aralık 2007 Cuma

Kahvenin selülit yaptığı doğru değil

Türk Bilimsel Enstitusu tarafindan yapilan arastirmalar, kahvenin selulit yapmadigini iddia ediyor. Karar kahve tiryakilere kalmisken uzmanlar farkli gorusler one suruyorlar.

Neredeyse son 20 yildir, kadinlarin estetik sozlugune dahil olmus bir sozcuktur: Selulit. Vucudun yag dokusunun yogun oldugu bolgelerinde portakal kabugu seklinde olusan ve kadinlarin ozellikle deniz mevsiminde aklina gelerek hayatini kabusa ceviren bu parcaciklari gidermek icin kozmetik sanayiden estetik cerrahiye kadar uzun bir yol asildi. Selulit giderici jeller uretildi, estetik cerrahlar fazla yaglarin alinmasi anlamina gelen liposuction ameliyatlari kesfettiler.

Bu arada selulitin dusmanlari arasinda bas siraya da kahve oturtuldu. 40 yillik kahve keyfinden kusku duyuldu.

Kadinlara mujde

Oysa simdi konu hakkinda yapilan yeni bir aciklama hepimizi sasirtti. Kahve Bilimsel Arastirma Enstitusu (Institute for Scientific Information on Coffee), selulitten cekinen bayanlara mujde veriyordu. Enstitu, Uluslararasi Kahve Organizasyonu (International Coffee Organization) ile ortak bir calisma yaparak selulitin, kahveyle olan iliskisini arastirmis. Arastirmaya gore kahvenin selulit yapmak bir yana vucuda daha fazla hareket kazandirarak metabolizmanin yag yakmasina katki sagladigi saptanmis.

Merkezi Paris olan ve calismalarini 1988 yilindan bu yana surduren enstitunun yaptigi arastirmanin sonuclarina gore kahvenin selulite neden oldugu konusunda herhangi bir bulgu yok. Selulite neden olmadigi gibi kahvenin icinde dogal halde bulunan kafeinin enerji vermesi nedeniyle metabolizmanin enerji harcayarak yag birikimini onledigi saptanmis. Ayrica kafeinin metabolizmada termogenic sonucunda kilo kaybina yardim etmesini saglayan bir etkisi de tespit edilmis. Yillarca inanilan bir gercek birden bire unutulacak ve kahve tuketimi artacak mi yoksa kahvenin faydalarinin yani sira zararlari da oldugunu iddia eden uzmanlara kulak vermeye devam mi edilecek? Bunu zaman gosterecek.

Uzmanlar ne diyor?

Peki kadinlar niye sisman?

Estetik cerrah Dr. Omer Alp, kahvenin bag dokusunu sertlestiren ozelligi oldugunu, bu dokuyu arttirarak da seluliti olusturdugunu belirtiyor: ‘Butun bilimsel kitaplarda kahve aliskanliginin yag dokusunda selulit yapisini olusturdugunu iddia ediliyor.Kahvenin selulit yapmadigi, bence dogru bir veri degil. Cunku Turk kadinlari cok fazla kahve iciyor. Eger kahvenin zayiflatici ozelligi olsaydi sonuclarini onlarda gorurduk. Selulitin olusumunun nedeni ise; bag dokusu sikilip sertlesince ustunde kalan yag dokusu portakal seklindeki seluliti olusturuyor’.

Dogru olabilir

Dr. Gunduz Tezmen enstitunun iddiasinin dogru olabilecegini dusunuyor: ‘Cunku oncelikle kafein metabolizmayi hizlandiriyor.

Vucut genel olarak biraz

daha hizli calisiyor ve kalori yakiyor. Ikinci olarak kafeinin istah uzerinde baskilayici

ozelligi var. Cunku istahi

kesiyor. Son olarak da idrar sokturucu ozellik tasiyor.

Butun bunlara ragmen kahve, cay gibi iceceklerde

kullanilan seker, sut gibi maddeler de kilo alinmasina neden olabiliyor. Yani bir yandan zayiflanirken bir yandan da kilo aliniyor’.

Sanatçılık selülitle ölçülmez

Derya Baykal, Hülya Avşar’ın selülitli fotoğraflarıyla tekrar gündeme gelen selülit polemiğine son noktayı koydu; ‘Sanatçılık selülitle değerlendirilmez. Önemli olan sanatçının içinin dolu olmasıdır.’

GÖBEĞİM DE VAR SELÜLİTİM DE

TiyaTro sanatçısı Derya Baykal Hülya Avşar, Gülben Ergen, Seda Sayan’ın mayolu fotoğraflarının çekilmesiyle tekrar alevlenen ünlülerin selülit polemiğini değerlendirdi. ‘Benim göbeğim de var, selülitim de var’ diyen Baykal, ‘Sanatçılık kiloyla, selülitle değerlendirilmez, önemli olan sanatçının içinin dolu olmasıdır’ sözleriyle selülit kavgası eden ünlüleri eleştirdi.
Ünlü tiyatrocu, sanatçıların mayoyla görüntülenmesi furyası hakkında da, ‘Ben mayolu görüntülenmek istemiyorum, o yüzden de önlemimi aldım’ dedi. Baykal önlemini, ‘Üzerinde elbisesi olan bir mayo aldım. Denize elbiseyle gireceğim. Gazeteciler olmadığı zaman elbiseyi çıkarıp mayo ile güneşleneceğim. Ben bu elbiseye ‘anti basın mayo’su adını verdim’ sözleriyle açıkladı

27 Aralık 2007 Perşembe

Selülit’ e Farklı Bir Bakış - Anti - Selülit Diyeti...

Selülit Oluşumu Hakkında 4 teori

Selülit’ in oluşumuna etki ettiği düşünülen 4 teori bulunmaktadır;

1. Teori: Deri altındaki yapının çok farklı olmasıyla bağlantılıdır. Yağlı dokuyu taşıyan doku, deri altında farklı yaş gruplarında ve farklı cinsiyetlerde, ön plana çıkmasıyla ilgili farklılıklar gösterir. Bundan dolayı kadınlardaki yağ fazlalığı özellikle kadınlarda Selülit oluşumunu erkeklere göre ön plana çıkarır.

2. Teori: Kolojen ve Konektif (bağ) dokunun parçalanmasıyla oluşan oluşumdur. Eğer bu dokular yıkılırsa yağ dokusu ön plana çıkar ve görünür hale gelir.

3. Teori: Bu bölgedeki vasküler (dolaşım) sistemin ne kadar etkinlikte bir dolaşım sağladığı ile bağlantılıdır.

4. Teori: Enflamasyon süreçlerinin Selülit’ i oluşturabilecek sebeplerden bir tanesi olabileceği yönündedir. Hücre biyopsileri sonucunda Selülit’li hücrelerde kronik enflamasyon görülmüştür.

Bütün bunlarla beraber, Selülit konusundaki teorilerin yenileri de keşfedilmektedir. Beslenmenin bu konuda anahtar rolü olduğu artık kabul edilmiş bir gerçektir. Selülit her zaman çok şişmanlık ve obezitenin sonucu olamamasına karşılık, yağ dokusundaki azalma her zaman Selülit dokusunda bir iyileşme görülmesini sağlamıştır. Bununla beraber bazı bulgular spesifik gıdaların ve gıda destek gruplarının, bu problemi çözmede, Anti - Selülit diyetlerinin sadece yağ kaybettirici diyetlerden daha etkin olduklarını kanıtlamıştır.

Yağ Dokusunun Yıkılmasını Hızlandırıcı Yiyecekler

Yağ birikime karşı en etkili savunma mekanizmalarından bir tanesi vücudun insülin tepkisini minimize etmektir. Bunun anlamı beslenmedeki toplam karbonhidrat sayısından düşüş yapmaktır. Fakat bunun anlamı bütün karbonhidratları elimine etmek olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki kompleks karbonhidratlarda yüksek besleyiciliği ve fotokimyasalları (meyveler, kuru baklagiller, sebzeler içerisinde bulunurlar) ile Selülit’in çözümlenmesi konusunda en büyük yardımcılarımızdır. Selülitle ilgili en etkili yöntemlerden bir tanesi basit şekeri ve rafine edilmiş karbonhidrat kaynaklarını tüketmemektir. Diğer bir önemli unsur ise tam buğdaydan yapılmış ekmek grubu gıdaları ve meyveler gibi kompleks karbonhidratları tüketilirken bir protein kaynağı veya sağlıklı bir yağ grubu besini ile tüketilmesine özen gösterilmesidir. Bu sayede sindirim yavaşlayacağından insülin salgısı da sınırlandırılacaktır. Gerçekten etkili bir şekilde yağ yakmak için beslenme programına biraz kahve (kafein), çay (xanthine) eklemek etkili olacaktır. Günde birkaç kere yeşil çay tüketmek ise catechin - polyphenollerinden dolayı etkili bir metabolizma hızlandırıcı olacaktır.

Kolajen Yıkıcı ve Kollajen Yapıcı Yiyecekler

Eğer kolajen yıkımı sizin için selülit sebebi ise bu yıkıma bir dur demeniz gerekir. Bu yıkımı durdurucu veya yavaşlatıcı gıdalar da size bu konuda destek olacaktır.

Soya: Östrojenin yaptığı işlerden bir tanesi de spesifik olarak kolajeni yıkmaktır. Soya içerdiği fitoöstrojenle östrojeninin görevini taklit ederek östrojen hücre reseptörlerine bağlanır ve kolajenin yıkılmasını engeller.

Bioflavonoidler: Bu grup kollajeni yıkan iki enzimi bloke ederler. Toz kakao, kırmızı şarap, üzüm suyu, üzüm çekirdeği ektresi, üzüm kabuğu gibi proanthocyanidinlerden zengin gıdalar bu iki enzimi bloke ederek yıkımı da önlemiş olurlar. Kolajen yıkımını önlerken aynı zamanda kollajen ve yeni bağ doku yapımına da destek olmamız gerekir. Bazı besin maddeleri de bu konuda etkinlik göstermektedir.

C Vitamini: Çok kuvvetli bir antioksidan olan C vitamini, aynı zamanda güçlü bir kollajen yapıcıdır. C vitamininden zengin turunçgiller, çilek, brokoli, karnabahar, yeşilbiber gibi sebze ve meyveler de kollajen yapımında önemli rol oynarlar.

Jelâtin: Jelâtin özellikle 3 aminoasit açısından çok zengin bir içeriğe sahiptir. Bunlar; Proline, Hidroksiprolin, Glisin, Hidrolize edilmiş Jelâtin (beslenme desteği olarak bulunabilir) içerisindeki oligipeptidler sayesinde kolajen sentezine destek olur.

Dolaşımın Düzenlenmesi / Kan Akışı / Su Birikiminin Engellenmesi

Bol Bol Su İçiniz: Su biyokimyasal olayların oluşumunu maksimize eder ve vücuttan toksin ve atıkların atılmasına yardımcı olur. İhtiyaç kadar içilen sıvı normal kan basıncını sağlar, kan akışını ve hücre içerisinde sıvı oranını düzenler.

Kuşkonmaz: Doğal bir ödem söktürücüdür. Ödemi engelleyerek selülit oluşumunu da engeller.

Yağlı Balık: Yağlı balıkta bulunan Omega - 3 damarları genişleterek kan dolaşımını ve kan akışını kolaylaştırır.

Sarımsak ve Soğan: Kan basıncının düşmesine sebep olarak dolaşımın ve kan akışının rahatlamasını sağlar.

Zencefil: Aspirin gibi etki göstererek kan damarlarında plak oluşumunu engeller, daha az yapışkan hale getirir. Aynı zamanda kanı inceltici etkisinden dolayı dolaşımı ve kan akışını rahatlatır. Zencefilin anti- enflamatuar etkisi de kuvvetlidir.

Kereviz: İçerisindeki maddeden dolayı (3-butylphthalide) kan damarlarının kasılmasını önleyerek dolaşımı rahatlatır.

Muz: İçerisinde bulunan potasyumla (yaklaşık 500 miligram / meyve) kan basıncını düşürür ve dolaşıma yardımcı olur.

Enflamasyonu Azaltmak İçin;

Balık ve Keten Tohumu: Omega- 3 ve Alfa linolenik asidin anti enlamasyon özelliğinden dolayı selülit için tüketilmelidir.

Antioxidantdan Zengin Gıdalar: Bu tür gıdaların enflamasyonu kontrol altına alma ve tedavi etme konusundaki etkinliği zaten bilinmektedir. C,E vitaminleri ve beta, karoten, minerallerden çinko, manganez, selenyum, bakır en bilinen antioksidanlar arasındadır. Antioksidanlardan en fazla şekilde yararlanmak için, antioksidanlardan zengin yiyecekleri multi vitamin tabletlerine tercih edin. Kuru erik, kuru üzüm veya herhangi bir koyu renkli meyve ve sebze bu konuda en büyük destekçiniz olabilir. Hint mutfağında bolca kullanılan Hint Safranı (zerdaçal) antioksidan yönünden kayda değer zenginliktedir.

Bioflavonlar: Enflamasyonu engellemede ve tedavi etmede çok etkili oldukları gibi kolajen ve elastazın da yıkılımını engellemede çok etkilidirler. Hücre zarını koruyarak, tamirini de yaparlar. Bioflavonlardan zengin gıdalar arasında soya, soğan, yeşil fasulye, lahana çeşitleri, elma, turunçgiller ve suları, kuru erik yer almaktadır.

Ananas: Bulundurduğu bromelain enzimi sayesinde fazla su atılımı destekleyerek, ödemleri azaltır, morarmaları ve bu bölgelerdeki ağrıların azalmasına yardımcı olur.

Örnek Anti - Selülit Diyeti

Kahvaltı
1 Tam yumurta (yağsız her şekilde pişirilmiş olabilir)
1/ 2 Su bardağı yulaf ezmesi (Müsli- sade)
1.5 Yemek kaşığı keten tohumu (öğütülmüş)
2 Yemek kaşığı kuru üzüm
1 Su bardağı yağsız süt
Kahve (şekersiz ve kremasız)

Ara
1 Su bardağı yağsız süt 14 gr (yaklaşık çeyrek su bardağı) whey proteini ve buz karışımı

Öğlen Yemeği
Sebze ve Tavuk Sote;
Sebzeler: Soğan, sarımsak, zencefil, kereviz, yeşilbiber, brokoli, mantar ve 100 gr. Tavuk (derisiz), 2 Tatlı kaşığı fıstık yağı ve bir miktar soya sosu (tuzu azaltılmış)
3 Yemek kaşığı esmer pirinç pilavı
1 Portakal
Yeşil çay

Ara
1Su bardağı sebze suyu
Kavrulmuş soya fasulyesi (tuzsuz) ½ su bardağı
Su

Akşam
120 gr. Somon ızgara
Sebze kavurma; kuşkonmaz, brokoli, soğan, sarımsak, domates, limon suyu, Hint Safranı ve baharatlarla kavrulmuş
1 Bardak ananas suyu

Detox

Vücudunuz Bahara Hazır mı?

Detoks bedeni ve ruhu arındırıcı methodlardan birisidir. Kıştan bahara geçerken doğanın kendini yenilemesi nasıl doğanın kanunu ise bizler içinde aynı durum geçerlidir. Bu geçiş döneminde havalar ısındıkça vücudumuzdaki toksinlerden arınmaya olan ihtiyacımız dahada artar. Detoks diyetler genelde yılda 1-2 kez genel sağlığı destekleyici ve hastalıklara karşı koruyucu olarak uygulanabilir. Hastalık durumunda detoks diyetler doktorunuz veya diyetisyeniniz tarafından daha sıklıkla önerilebilir. Eğer Detoks diyetle ilk kez tanışıyorsanız, daha hafif bir program seçmelisiniz.

Detoks diyet farklı organ sistemlerini detoksifiye etmeyi hedefler. Bu organlar ve sistemler içinde cilt, karaciğer, böbrekler, bağırsaklar, lenf sistemi önde gelenleridir. Genelde ilk başlangıcın bağırsaklardan yapılması önerilir. Bunun nedeni ise, önce karaciğerden başlandığı takdirde depolanmış toksinler karaciğer temizlendikten sonra iyi çalışmayan bağırsaklar yüzünden tüm vücutta diğer doku ve organlar tarafından emilme riskini göstermesidir. Örneğin, cilt sorunları yaşayan bir kişiye karaciğeri, bağırsakları ve deriyi hedefleyen bir detoks programı önerilebilir.

Detoks programlarının sonuçları hedeflenen bölgeye göre değişiklik gösterir. Genelde detoks uygulayan kişilerde enerji seviyesinde bir artış, deri sorunlarında iyileşme, bağırsak fonksiyonlarının normale dönmesi, sindirim problemlerinin çözümlenmesi, konsantrasyonun artması ve zihin açıklığı görülür. Eğer detoks diyet bir hastalığa spesifik yapılıyorsa detoks sonuçları hastalığın semptomlarının şiddetinin azalmasından ve labrotuvar testleri sonuçlarında da ölçülebilir.

Karaciğere detoks için birçok destek gıda, vitaminler ve mineraller gerekmektedir. Buna ek olarak safranın salgılanmasını artırtmak, safranın yağda depolanmış olarak bulunan toksinleri karaciğerden uzaklaştırması ve vücuttan atması açısından detoks diyet programı için önemli bir rol oynamaktadır. Safra salgılanmasında problem yaşanması kabızlık, şişkinlik, kuru bir cilt ve saçlar, yemekten sonra ancak 1-2 saat yağlı gıdaların sindirilebilmesi, ve sert dışkı şeklinde kendini gösterir.

Detoks diyetine gerekli desteklerin başında selenyumdan, molybdenum ve çinkodan zengin multivitamin, choline ve methionin, C vitamini, Milk Thistle(Deve dikeni sütü), enginar, brokoli, pancar, taze sebze ve meyveler, bitkisel kaynaklı proteinler, soğan ve sarımsak, karahindiba bitkisi sayılabilir.

Detoks bir temizleme arındırma yöntemidir. Detoks diyet bittikten sonra bedeni ve sistemin fonksiyonlarını tekrardan yararlı besinlerle yapılandırmak ve desteklemek gerekmektedir. Ayrıca bu program sırasında öğrenilen bazı yararlı davranışlar hayat tarzı haline getirilip hayat boyu uygulanabilir.

Detoks programları herkes için değildir. Özellikle böbrek hastaları, karaciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, bağırsak enfeksiyonları ve ciddi sağlık problemleri yaşayanlar bu programları bir uzman eşliğinde uygun görüldüğü taktirde yapabilirler. Düzenli ilaç kullanan kişilerde detoks programlarına başlamadan önce doktorlarına danışmalıdırlar.

Detoks programı süresince kişiler üstünde değişik etkiler gösterebilir. Bunlardan bazıları, kilo kaybı, başağrısı ve halsizlik. Bu semptomlar genellikle ilk birkaç günden sonra kaybolurlar. Bu yüzden kişilere detoks diyetini çok yoğun olmayan günlerinde veya hafta sonları yapmaları önerilir

SELÜLİTLE İLGİLİ SORULAR ve CEVAPLAR

SELÜLİTTEN NASIL KORUNULUR?

· Kilonuzu koruyun. Günde 1500 kalori alın.

· Çok hareket edin, örneğin jogging yapın, bisiklete binin, yüzün, jimnastik yapın.

· Ayrıca vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir.

· Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav yiyin.

· Tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, kahve, çikolata, kızartma ve undan uzak durun.

· Derinin kanla beslenmesini teşvik edin. Örneğin masaj eldiveni ile kendi kendinize yapacağınız masajla, bir sıcak, bir soğuk duşu sorunlu yerlere tutun. Saunanın da yararı vardır.

SELÜLİT BİR HASTALIK MIDIR?

Evet, selülit bir hastalıktır. Tıptaki adı Hidrolipodistrofidir.

SELÜLİT TEŞHİSİNİ KENDİMİZ KOYABİLİR MİYİZ?

Evet. Cilt iki parmak arasında kıstırıldığında, cildin dış tabakasında girinti ve çıkıntılar meydana gelir ki tıpta buna portakal kabuğu görünümü denir.

SELÜLİT KADINLARDA HANGİ BÖLGELERE YERLEŞİR?

Uyluğun üst kısmı, dizin ve bileğin iç kısımları, kaba et ve baldırların arkası ve üst bacaklara genelde süvari pantolonu şeklinde yerleşir.

SELÜLİT REJİMLE GEÇER Mİ?

Hayır, selülit tüm zayıflama rejimlerine karşı dirençlidir. Özel bir tedavi gerektirir, kendi kendine geçmez.

SELÜLİT NELERDEN OLUŞUR?

Selülit üç elemandan oluşur: 1-Dayanıklı hale gelmiş bölmeli bir konjonktif doku. 2-Su molekülleri ve tuz molekülleri. 3-Konjonktif doku içine hapsolmuş yağ hücreleri birikintileri. Bu bölgesel yağ birikimi, cildin hareketliliğinin azalması ve kalınlığının artmasıyla kendini gösterir. Elle dokunulduğunda cilt pütürlü, sertleşmiş ve muntazam olmayan bir görüntü verir.

SELÜLİT AĞRILI MIDIR?

Evet, selülit ağrılı olabilir. Ağrının şiddeti selülitin sinir liflerinin üzerine yapmış olduğu basınç derecesiyle orantılıdır.

ZAYIF KADINLARDA SELÜLİT OLUR MU?

Evet, selülit zayıf hatta sıska kadınlarda bile görülebilir.

SELÜLİTİN NEDENLERİ NEDİR?

1-Hormonal nedenler: Hiper folikülin, yani kadınlarda yumurtalardan salgılanan folikülin hormonunun artışı. Bu hormon, dokularda su tutma özelliği nedeniyle selülite zemin hazırlar.

2-Soya çekim: Anne selülitli ise çocuğunda da selülit görülebilir.

3-Dolaşım bozukluğu (damar yetmezliği): Selülit ve damar yetmezliği birbirine paralel gider. Yani selülit damar yollarında oluşur ve damarları sarar, sıkar. Bu durum kan dolaşımını daha da zorlaştırır ve varisler meydana gelir. Bu da damar yetmezliği, selülit, varis, daha ileri derecede damar yetmezliği olarak gittikçe ciddi boyutlara varır.

SELÜLİTİN OLUŞMASINDA DİĞER NEDENLER NELERDİR?

Kabızlık, hipotiroid, doğum kontrol hapı kullanımı, karaciğerin kötü fonksiyonu ve sinirsel düzensizlik.

KAÇ AŞAMADA GELİŞİR?

Selülit üç aşamada gelişir. Birinci aşaması dolaşım bozukluğudur, damarlardan çıkan su dokulara dolar. Dokular acılı ve duyarlıdırlar. Ödemli denilen bu devrede başarılı bir şekilde tedavi yapılabilir. Bu devrede tedavi yöntemi mezoterapidir. İkinci aşamada, ödem daha da fazlalaşır. Bu aşamada selüliti buradan atmak oldukça güç olmasına karşın, tıpta mezoterapi ile başarılı bir tedavi mümkündür. Üçüncü aşamada, bu dokularda biriken yağ, su ve tuz molekülleri organizma tarafından kullanılamaz ve selülit yerleşir.

SELÜLİTTE NASIL BİR BESLENME REJİMİ UYGULANMALIDIR?

Rejim, su açısından zengin, tuz açısından zayıf olmalıdır. Selülit tedavisinde tuzu asgari düzeye indirmek gerekir. Balık, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanı ve yumurta yenilerek protein açısından zengin bir beslenme uygulanır. Proteinlerin ödemi önleyici ve iştah artırıcı bir rolü vardır. Şekerlemeler, hamur işleri, bakliyat kaldırılmalı, alkolden uzak durulmalıdır. Zira alkol kanda yağa dönüşür ve vücutta birikir.

SELÜLİT HANGİ YÖNTEMLERLE TEŞHİS EDİLİR?

Termografi, ekografi ve manyetik rezonans.

SELÜLİTTE UYGULANAN MEZOTERAPİ YÖNTEMLERİNDE HEDEFLENEN AMAÇ NEDİR?

Tedavinin asıl amacı selüliti oluşturan süreci tersine çevirmek ve yağ hücreleri düzeyinde lipolizi tekrar harekete geçirmektir. Yani, birikimi ortadan kaldırmak, lenf ve kan dolaşımını rahatlatmak, lipoliz mekanizmasını tekrar harekete geçirmektir.

LİPOLİZ NEDİR?

Yağ hücrelerinin boşluğunda depolanan yağların kimyasal olarak parçalanması ve eritilmesi, enerji olarak vücuda verilmesi olayıdır.

KİŞİ SELÜLİTLİ Mİ DOĞAR?

Hayır, kişi selülitli doğmaz. Ne bebek, ne de çocuklarda selülit vardır. Selülit gerçek olarak erişkinlik döneminde ortaya çıkar. Ancak selülitte kalıtımın önemli rolü vardır. Kalıtımın kesin surette etkili olabilmesi için, hem anne hem de babada yağ fazlalığına ilişkin sorunların bulunması gerekir. Bu durumda kişinin, ilk ergenlik belirtilerinden itibaren ve daha sonra da yaşamının değişik evrelerinde, örneğin gebelik ve menopoz gibi hormonal açıdan çok önemli zamanlarda da izlenmesi gerekir.

HAMİLELİK SELÜLİTE UYGUN ORTAMI HAZIRLAR MI?

Vakaların çoğunda hamilelik gerçekten selülitin belirmesine neden olur. Çünkü doğumdan önce ve doğumdan sonra meydana gelen hormonal değişimler, gerçek bir dengesizliğin kaynağıdır. Doğumdan sonra selülit biraz azalsa da bir miktar selülit birikimi kalır.

MENOPOZ DÖNEMİ ŞİŞMANLAMA DÖNEMİ MİDİR?

Menopoz döneminde özellikle kiloda fazlalığa doğru belirli bir eğilim vardır. Ayrıca hormonal dengesizlik, vücudun su tutması ve selülit görülür. Psikolojik açıdan, kadın cinselliğindeki değişim ve buna eklenen çeşitli olaylar kadınlarda depresyona doğru bir eğilim yaratabilir. Kadınlar da kendilerini avutmak için genellikle kontrolsüz ve hatta oburluğa varan bir yeme alışkanlığının içine düşerler ve kilo alırlar.

SPOR SELÜLİTİ TEDAVİ EDER Mİ?

Hayır. Sert sporlar, vücudun belirli bir kısmını çalıştıran ve düzensiz yapılan sporlar hiçbir işe yaramaz. Selülite karşı en etkili sporlar tempolu yürüme ve yüzmedir. Fakat tıbbi olarak, bütün sporlar içinde en iyisi jimnastiktir. Bunun bir avantajı da herkes tarafından istenildiği yerde, istenilen zamanda ve şekilde uygulanabilmesidir.

SELÜLİT ÇOK OLDUĞUNDA TEDAVİSİ DAHA MI ZORDUR?

Hayır. Tedavi daha uzun sürer, ama daha güç değildir. Yöntem her zaman aynıdır. Esas zor olan, hastaya kendini sevmeyi öğretmek, harekete geçirmek ve mücadele bilinci kazandırmaktır.

ERKEKLERDE NİYE SELÜLİT OLMAZ?

Erkeklerde selülit olmamasının en önemli nedeni onlarda başka hormonların, özellikle de yağlı hücre oluşumunda hiçbir etkisi olmayan erkeklik hormonunun bulunmasıdır.

SELÜLİT BÜYÜME ÇAĞINDA TEDAVİ EDİLMELİ MİDİR?

Selülit, genellikle büyüme çağında ortaya çıkar. Psikolojik bir sorundan kaynaklanan bir oburluğun sonucu olmadığı halde 14-15 yaşlarında selülit oluşması, hormonal bir düzensizliğin işaretidir. Genç kızlarda selülit oluştuğunda, düşük kalorili bir rejim izlenebilir, spor ve jimnastik yapılabilir ve çok gerekirse mezoterapi uygulanabilir.

ŞİŞMANLIK İLE SELÜLİT ARASINDA NE FARK VARDIR?

Bu ikisini kesinlikle karıştırmamak gerekir. Eğer kişi şişmansa mutlaka selüliti de vardır. Ama selülit cildin derin dokularını bile etkileyen, temelde hormonal kökenli özel bir bozukluktur. Ve bu bozukluk, son derece zayıf kadınlarda bile görülebilir. Fazla kiloların tüm vücuda yayılmasına karşın selülit, bacak, baldır, kol gibi belirli bölgelerde görülür.

SIK SIK KİLO ALIP VERMEKTEN NİYE KAÇINMALIYIZ?

Bazı kimseler sürekli kendilerini kısıtlamaktansa, çok kötü bir görünüş alıncaya kadar yiyip şişmanlar, sonra da bu kilolarını çok hızlı bir şekilde vermeye çalışırlar. Bu sistemin sakıncaları çok fazladır. Bu tür rejimler organizma için zararlı, metabolizma içinse korkunçtur. Ayrıca sık kilo alıp verme, mekanik faktörler nedeniyle cildin kendini bırakmasına neden olur, deride çatlaklar meydana gelir.

GÜNDE 3 LİTRE SU İÇİLMELİ Mİ?

Toksinleri ve zararlı maddeleri vücuttan atmak için, günde ortalama 1.5 litre su içmek gerekir. Ancak bu, herkes aynı miktarda su içecek demek değildir. Çünkü her insanın gereksinim duyduğu miktar farklıdır. Genel olarak içilecek sıvı miktarı kiloyla da ilişkilidir. 100 kiloluk bir kişi fazla zorlanmadan bir günde 3 litre su içebilir. Oysa 40 kiloluk biri için bu miktar fazla gelebilir. Ayrıca, vücutları su tutan kadınlar, içmeye başlar başlamaz şişkinlik meydana gelir. Bu durumda selülitten önce bu rahatsızlığın tedavisi ele alınmalıdır